Kişisel Bilgisayarların Tarihçesi – Bilgisayar Tarihçesi II
May 6, 2014Bildiğiniz gibi ilk bilgisayarlar hem pahalı hem de devasa cihazlardı, teknolojinin ilerlemesiyle hem ucuzlayıp hem de kişisel kullanıma uygun maliyete gelmesiyle bilgisayarlar evlere girmeye başladı. Bu yazımda 1970 yılından günümüze kişisel bilgisayarların geçirdiği evrimi örneklerle aktarmaya çalışacağım.
Bundan önceki Geçmişten Günümüze Bilgisayarlar – Bilgisayar Tarihçesi I başlıklı yazımda 1940’larda üretilen ilk bilgisayardan ve 1970’e kadar farklı teknolojilerle üretilen genellikle iş amaçlı kullanılan devasa bilgisayarlardan bahsetmiştim. Peki devasa bilgisayarlar nasıl oldu da cebimize girecek boyutlara geldi? 1970’lerden itibaren bilgisayar teknolojisinde yaşanan bu büyük değişimi gelin beraber inceleyelim.
İlk mikroçip 1958 yılında bulunmuştu fakat bilgisayar işlemcisinin her bir birimi için farklı mikroçipler kullanılıyordu, 1971 yılında Intel 4004 model işlemci ile mikroişlemci olarak da adlandırılan tek mikroçipten oluşan ilk işlemci üretildi. Mikroişlemcinin bulunması bilgisayarların boyutlarını çok daha küçülmesine mikrobilgisayarlar olarak adlandırılar günümüz kişisel bilgisayarlarının evriminin başlangıç noktasını oluşturdu.
İlk Jenerasyon Mikrobilgisayarlar (1971-1976)
İlk mikrobilgisayarlar tuhaf cihazlardı, çoğu üzerinde ışıklar ve düğmeler bulunan kutulardan ibaretlerdi, binary kodlamadan anlayan mühendisler ve hobi bağımlıları tarafından kullanılabiliyorlardı. Çok az kısmı günümüzdeki bilgisayarlar gibi klavye ve monitör ile geliyordu. Dahası bu bilgisayarları satınalabileceğiniz bir bilgisayar dükkanı da bulunmamaktaydı. Satın aldığınız veya dergilerde bulduğunuz planları ve dizaynları takip ederek kendi bilgisayarınızın montajını kendiniz yapıyordunuz.
İşte 1975 yılındaki bu ortamda ortaya çıkan ilk kişisel bilgisayar Altair 8800 sadece 475 $ gibi düşük bir maliyetle sizi bilgisayar sahibi yapıyordu. Altair 8800 bilgisayarınızı oluşturmanız herşeyi içeren bir kit halinde geliyordu, kitin içerisinde ise “herhangi bir elektronik dergisinde inşa projesi olarak sunulan en güçlü bilgisayarı” oluşturmak için gerekli kurulum talimatları, metal kasa, güç kaynağı ve diğer tüm gerekli kartlar ve bileşenler bulunuyordu. Altair 8800 2Mhz hıza sahip Intel 8080 işlemci içeriyordu.
Yine 1975 yılında IBM’in ürettiği ilk minibilgisayar IBM 5100 entegre klavye ve 5 inçlik monitör ile geliyordu. Ayrıca IBM bu bilgisayarı taşınabilir bilgisayar olarak adlandırsa da 25kg ağırlığındaki bu alet tek parça olmaktan öteye gidemiyordu. 20.000 $ lık fiyatı da ev kullanıcıları için cazip değildi daha çok bilimsel amaçla kullanılıyordu.
1976 yılında Apple’ın kurucularından Steve Wozniak ( o zamanlar Hewlett-Packard’da mühendis olarak çalışıyordu) arkadaşı Steve Jobs ile sadece anakart olarak sattıkları Apple I bilgisayarı ürettiler. Apple I bilgisayar yaklaşık 200 adet üretildi ve 1 Mhz hızında bir işlemciye sahipti.
İkinci Jenerasyon Mikrobilgisayarlar (1977-Günümüz)
Mikrobilgisayarlar geliştikçe daha kolay kullanılabilir hale geldi ve ışıklar ve düğmelerden ibaret olan kutu bilgisayarların yerini klavye,monitör ve mouse’dan oluşan günümüz bilgisayarlarının ataları aldı.Binary (0 ve 1 lerden oluşan ikilik sistem) kod bilmek zorunluluğu ortadan kalktı ve daha anlaşılabilir programlara yerini bıraktı.
1977 yılında tüm zamanların en popüler bilgisayarlarından olan Apple II üretildi, aslında Apple I‘den çok fazla üstün olmasa da 6 renk destekleyen monitörü, klavyesi, floppy disk kontrolörleri ve 8 adet genişleme yuvası büyük bir fark yaratıyordu. Aynı zamanda Compucolor 8001 (1976)‘in ardından gelen Apple II ilk renkli bilgisayarlardan biriydi.
Ancak Apple II’nin satış patlamasını asıl sağlayan 1979 yılından itibaren Apple II ile beraber gelen Excel programının atası olan VisiCalc idi. VisiCalc sayesinde kolaylıkla oluşturulan elektronik tablolar iş dünyası için bir çığır açmıştı ve sadece VisiCalc bile Apple II bilgisayarlar için bir tercih sebebiydi. VisiCalc’ın neye benzediğini görmek ve detaylı bilgi için İşte Excel’in atası VisiCalc! başlıklı yazımı okuyabilirsiniz.
Yine 1979 yılında piyasaya sürülen görünüşte daktiloyu andıran Atari 400 ve Atari 800 modelleri ise kullanıcılara programlama bilgisi olmadan sadece oyun kartuşlarını kullanarak oyun oynama imkanı sundu. Bu daha sonra gelecek oyun konsolları için ilham kaynağı olacaktı.
1981 yılı ise taşınabilir bilgisayarlar için önemli bir yıldı, daha önce “taşınabilir bilgisayar” etiketiyle bazı bilgisayarlar (22 kiloluk IBM 5100 veya sadece 10 adet üretilen Xerox Notetaker gibi) piyasaya sürüldüyse de gerçek anlamda taşınabilir olmadıkları ve yeterince ergonomik olmadıkları için piyasada tutunamadılar. Ancak 1981 yılında piyasaya sürülen Osborne 1 bilgisayar sonunda şeytanın bacağını kırmayı başardı ve ticari olarak başarı sağlayan ilk taşınabilir bilgisayar oldu.
11 kilogramlık Osborne1 üreticilerinin anlattığına göre ne devrimsel özellikler taşıyordu ne de mükemmel bir hıza sahipti, sadece yeterince iyi bir üründü. 5 inçlik ekrana sahip bu bilgisayarın fişini çekip, klavyesini kapattıktan sonra kulbundan tutup dilediğiniz yere götürebiliyordunuz hatta bir gazetecinini köşe yazısında belirttiği üzere uçakta koltuğunuzun altına bile sığabilecek küçüklükteydi :)
Commodore 64
Yukarıda gördüğünüz klavye görünümlü kutucuk aslında bir Commodore 64. Commodore 64 dünya genelindeki 17 milyonluk satış rakamıyla, firmanın 1993 yıllık raporuna göre dünyanın gelmiş geçmiş (günümüz dahil) en çok satan bilgisayar sistemi. Zamanının şartlarına göre yüksek çözünürlüğü destekleyen 2 görüntü modu, sayısız grafiksel özellik ve 3 kompleks ses kanalıyla mükemmel bir oyun bilgisayarı olmanın yanısıra aynı zamanda müzikle uğraşanlar için de ideal bir sistemdi.
Ayrıca Commodore sağladığı ucuz modemlerle internet öncesi kullanılan Bulletin Board adlı forumlara, sohbet, download ve online oyun amaçlı erişimi mümkün kılıyordu.
Belkide ilk nesil laptoplardan en şanslı olanı aslen işyerlerindeki yöneticilere hitaben geliştirilmiş GRiD Compass 1101 laptoplardı. 1983 yılında üretimine başlanan bu şanslı laptoplar hem Amerikan ordusu tarafından hem de NASA tarafından uzay mekiklerinde kullanılıyordu. Sadece 4,5kg ağırlığındaki bu laptoplar 8Mhz hızında Intel 8086 işlemci ve 256K RAM içeriyordu.
1984 yılının Ocak ayında Apple Macintosh‘un piyasaya sürülmesi ile kişisel bilgisayarların evrimi son aşamasına geçiyordu. Apple Macintosh kendisinden önce gelen yazı-tabanlı yani sürekli siyah bir ekranda komutlar girerek kullandığınız bilgisayarları mouse aracılığıyla kullanılan Grafiksel Kullanıcı Arayüzü (GUI) ile tarihe gömüyordu.
Aslında bu konsept yeni değildi, Stanford Araştırma Laboraturarından Doug Engelbart ve ekibi 1968 yılında ilk mouse’u geliştirmişti fakat o dönemin şartlarında fazla rağbet görmemesi nedeniyle bu teknolojiyi 1973 yılında daha da geliştirecek olan Xerox PARC ele aldı ve Xerox Alto adında mouse ve bir grafiksel arayüz kullanılan bilgisayarı ürettiler. Ancak Xerox yönetimi bu üründe yeterli potansiyeli görmedi ve piyasaya hiç sürmedi. Tam aksine bu sistemi daha da geliştirip kullanıcılarla tanıştırmak Xerox Araştırma Merkezinde bu sistemi gören Steve Jobs’a düştü. :)
Her ne kadar 9 inç büyüklüğündeki siyah beyaz ekran ilk başta cazip gelmese de grafiksel kullanıcı arayüzü Macintosh‘un büyük bir başarıya sahip olmasını sağladı. Macintosh‘un bir diğer özelliği ise kasanın üzerinde kabartma olarak geliştiricilerinin imzalarının bulunmasıydı ki bu aslında çoğu firmada bulunan bir gelenekti.
Grafiksel kullanıcı arayüzü hem Apple hem de Microsoft’un Windows’u yayınlamasıyla gelişmeye günümüze kadar devam etti ve halen daha geliştirilmekte. Aslında buraya kadar size aktaramadığım bir çok bilgisayar var, şahsen üretilen her yeni bilgisayarı teknolojide bugüne kadar ulaşmamızda bir adım olarak görüyorum. Son olarak 1991 de üretilen modern laptopların ilk örneği olan Macintosh Powerbook ile yazıyı sonlandıralım.
Eğer yazıyı buraya kadar okuyup da sıkılmadıysanız http://oldcomputers.net/indexwp.html adresinden eski bilgisayarların hikayelerini (ingilizce olarak) tek tek okuyabilirsiniz.
Yazıyı bitirince aklıma Pentium 133 işlemcili ilk bilgisayarım aklıma geldi… 250 mb harddiski, 8X CD-ROM’u vardı. Kendisiyle az Heroes III oynamamıştım :) Peki sizin ilk bilgisayarınız neydi? Ne gibi anılarınız var, yorumlar kısmından paylaşırsanız sevinirim :)
Görüşmek üzere.